Konut sahipliğinin belirli kişilerin elinde toplanması, yani kiracıların artması durumu toplumsal bir endişe kaynağı haline geldi. Rakamlara baktığımızda son yıllarda konut sahipliği oranlarında istikrarlı bir gerileme gözlemleniyor.
Konut sahipliği oranları, 2014’ten bu yana istikrarlı bir düşüş trendi gösteriyor. TÜİK’in verilerine göre, 2023 yılında Türkiye genelinde ev sahipliği oranı %56,2’ye geriledi. Bu rakam, 2014 yılında %61,1 seviyesindeydi. Kirada oturanların sayısıysa 2012’den bu yana artış gösteriyor. 2012’de %20,9 seviyesinde olan bu oran 2023’te %27,8 oldu.
Konut Fiyatlarındaki Artış ve Konut Sahipliği İlişkisi
Son yıllarda Türkiye genelinde konut ve kira fiyatlarında yaşanan rekor seviyedeki artışlar, ev sahipliği oranlarında düşüşe neden oluyor. Yüksek konut fiyatları ve kira maliyetleri, vatandaşların ev sahibi olma hedefine ulaşmasını zorlaştırıyor. Bu durum, özellikle yeni nesil için ev sahibi olmayı neredeyse imkânsız hale getirdi diyebiliriz. Yüksek banka kredilerini de düşününce, çalışarak ev sahibi olma hayali kuran kişilerin sayısı gün geçtikçe azalıyor.
Sosyolojik Etkileri ve Toplumsal Sonuçları
Ev sahipliği oranlarındaki düşüşün sosyolojik etkileri oldukça derindir. Bir ülkedeki konut sahipliği oranlarının düşmesi, toplumsal dengeleri ve ekonomik yapıyı etkiler. Kirada oturma eğiliminin artması, gelir dağılımındaki eşitsizliği artırabilir ve toplumun sosyal hareketliliğini sınırlayabilir. Ayrıca, konut sahipliği oranındaki düşüş, aile yapılarını ve toplumsal ilişkileri de etkileyebilir. Sonuç olarak, Türkiye’de yaşanan konut sahipliği oranlarındaki düşüş, geniş çapta ele alınması gereken bir sorundur. Bu durum hem ekonomik hem de sosyal boyutlarıyla dikkate alınmalı ve çözüm odaklı yaklaşımlarla ele alınmalıdır.
aysefugenarda
Bunları da Beğenebilirsiniz
